17 Ekim 2008 Cuma

Hayvanlarla konuşmak -4- Hayvanları dinlemeyi öğrenmek

Dünyamızdaki tüm canlıların bir dili vardır. Bizim beş duyumuz bunu duymak için yeterli değildir. Ancak beynimizin süper yeteneklerini geliştirerek egzersizlerle algılarımızı açabilir ve hayvanların, özellikle bizlere her zaman bir şeyler anlatmak istediğini düşündüğümüz evcil hayvanlarımızın duygu ve düşüncelerini öğrenebiliriz. Herkesin bunu yapabildiği bir dünya ne kadar barış ve sevgi dolu olurdu. Bunun için hep birlikte tüm önyargı ve şimdiye kadar bildiklerimizden arınıp boş bir zihin ile dinlemeye başlayalım.

Hayvanları dinlemeyi öğrenmek

Sessizce seçtiğiniz hayvan ile birlikte oturun. Kucağınıza defter ve kaleminizi alın. Her iletişimi bir dua ile açın. Duanızı inandığınız yüce ilahi kuvvete yöneltin ve sizden bu iletişimde yardımcı olmasını isteyin.

Şimdi nefesinize odaklanın. Üç kere bir derin ve bir normal nefes alın. Her nefesi 10’a kadar sayarak tutun. Çiğerlerinize bir altın ışık topunu çektiğinizi hissederek derin bir nefes alın. Saymaya başlayın 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. Nefesi verin. Şimdi normal bir nefes alıp verin.

İkinci derin nefesinizi alın. Bununla birlikte omuzlarınızın gevşediğini hissedin. Nefesi tutun, verirken herhangi bir ağrı, gerginlik, acı, korku, kızgınlık, endişe, üzüntü veya iletişim hakkında endişeniz varsa salın.

Normal bir nefes alın. Hayat veren tatlı havanın çiğerlerinizi doldururken, midenizi yumuşattığını hissedin. Bu nefes ile tüm iyi şeyleri içinize alın: neşe, barış, rahatlık, sevgi, sükunet, mutluluk, zafer, heyecan. Nefesi nazikçe dışarı verin.

Dikkatinizi ciğerlerinize verin, şükrettiğiniz bir şeyi düşünün. Şimdi şükrettiğiniz başka bir şey daha düşünün ve bunun için Tanrı’ya teşekkür edin. Şimdi dünyada herkesten daha fazla sevdiğinizi bir insanı düşünün. Sonra, dünyada hayatınızda diğer hayvanlardan çok daha fazla sevdiğiniz bir hayvanı düşünün. Dudaklarınızın kenarlarındaki gülümsemeyi hissedebilirsiniz. Zihninizi sessiz tutun ve derin nefes alırken dikkatinizi kalbinize odaklayın. Şimdi eskiden sevmiş olduğunuz bir hayvanın gökkuşağı üzerinden uçup cennette olduğunu düşünün. Minnetinizin içinizi doldurmasına izin verin ve sessizce Tanrı’ya bu çok sevdiğinizi varlık ile yaşadığınız özel anlar için teşekkür edin. Eğer gözleriniz yaşarıyorsa sizden gitmenizi istediğim sihirli trans anına girmiş bulunuyorsunuz.

Kalbinizi uzayda parlayan bir gümüş yıldız olarak düşünün. “Zihniniz”i artık başınızda değil, kalbinize doğru indi. Eğer vücudunuzu alacak olursak, sizden geriye bir tek bu ışıl ışıl parlayan gümüş yıldız kalacak. Her nefes ile bu yıldız daha parlak ve büyük oluyor. Gümüş ışınlar her yöne erişiyor, siz nereye isterseniz oraya yönlendirebiliyorsunuz.

Şimdi gözlerinizi açın ve iletişim kurmak istediğiniz hayvana bakın. Kalbinizden hayvana bir köprü oluşturacak şekilde br ışın demeti yollayın. Bu hayvanı kendi hayvanlarınızı sevdiğiniz kadar çok sevmenizi istiyorum. Bu hayvanı bir insanı sevdiğiniz kadar çok sevmenizi istiyorum. Bu anda bu hayvanı herhangi bir şeyi sevdiğinizden daha çok sevmenizi istiyorum. Ne kadar dikkat çekici güzelliği olduğuna bakın. Desenlerine bakın. Duruşundaki asalete bakın. Ondaki güzelliği sanki onu ilk defa görüyormuş gibi hissetmenizi istiyorum. Eğer isterseniz nazikçe onu sevebilir ve yumuşakça şu sözleri söyleyebilirsiniz: “Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni değiştirmeye çalışmayacağım. Seni kontrol etmeye çalışmayacağım. Sırlarını sana karşı kullanmayacağım. Seni idare etmeyeceğim. Bana güvenebilirsin. Ben her şeyi dinleyebilirim. Seni korumak ve savunmak için buradayım, seni yargılamak için değil. Ben sadece senin için buradayım. Senin istek ve arzularını seslendireceğim ve sahibin ne düşünürse düşünsün senin ihtiyaçlarını koruyacağım. Seni dinlemeye söz veriyorum. Seni duyabiliyorum, şimdi. Lütfen benimle düşüncelerini paylaşır mısın?”

Eğer hayvandan olumlu yanıt alırsanız bu noktada sahibi tarafından onaylanabilecek soruları sormaya geçebilirsiniz. Kalemi elinize alın ve aklınıza henüz soruları sorarken gelen ilk cevapları, hissettiklerinizi, duyguyu, resmi not alın. Bunu yaparken kendinizi hayvanın bedeninde, zihninde, onun gözlerinden bakarken, onun yerinde otururken hissetmeye çalışın.

Bir şimşek hızında gelecek duygu seli, düşünce ve resim yağmuru yaşayabilir, ağzınızda sorduğunuz sorular karşılığında farklı tatlar, vücudunuzda acı veya tatlı hisler hissedebiliriniz. Bunlar sizi şaşırtabilir ancak iletişim kestikten sonra her zaman kendi bedeninizi arındırın. Bunu yapmak için sorularınız bitip, hayvana teşekkür ettikten sonra hayvan ile aranızda kurduğunuz kalbinizden çıkan gümüş ışık demetini kesin. Tüm bedeninizin üzerine parlak beyaz yıldızların aktığını ve sardığını hayal edin, böylece hayvanın üzerinizde bırakacağı duygulardan temizleneceksiniz.

Kaynak: Amelia Kinkade, The Language of Miracles, 2006

Not: Burada anlatılan tekniği sadece hayvanlar üzerinde değil, aslında diğer bir tür olan insanlar ve bebekler üzerinde üzerinde de deneyebilirsiniz. Bir sonraki blogumda hayvanlara sorabileceğiniz sorulardan örnekler vereceğim.

**************************************************

Hayvanlarınızla iletilişim seansı almak ister misiniz?

3 yorum:

Unknown dedi ki...

merhaba başak hanım,yukarıdaki kısmı okuyunca bazı zamanlarda benim yaptığım bir şeyi paylaşmak istedim. kedimin sakin bir şekilde evimizin antresindeki bir kutuda oturduğu esnada o minik başını ellerimin arasına alıp burnundan öpüp derin derin kokluyorum, bu esnada göz göze gelerek seni seviyoruz çok seviyoruz diyorum...müthiş bir şekilde huzur duyuyorum...ama tabii her istediğim zaman olmuyor bazen hareketlenip ellerimle oynayarak dişliyor patiliyor...

Başak Pirtini dedi ki...

Merhaba Hayriye hanim kediniz ufak oldugu icin bazi hareketlerin sizi acittigini anlatmalisiniz. ona hem zihninizde bunun resmini oynatarak, hem de acima duygusunu ona kalbinizden cikan gumus kordondan aktararak anlatabilirsiniz. Sevgi ve sakinlikle alistirabilirsiniz. Ancak her kedinin avcilik icgudusu farklidir. Kimisi avlanmaya cok meraklidir, ani hareketleri acitmak istemese bile avcilik icgudusunden ortaya cikar, isirma, tirmalama. Bazi kediler de dokunmaya cok duyarli olurlar, dokunuslari beyni tehdit olarak algilayip kendini kontrol edemeyebilir, oyun olarak saldirir. Onunla iletisime gecerek bunlarin dozunu azaltabilirsiniz ama kedinizin kisiligine bagli sonuc tamamen. Sevgiler.

Unknown dedi ki...

teşekkürler..."...Bazi kediler de dokunmaya cok duyarli olurlar, dokunuslari beyni tehdit olarak algilayip kendini kontrol edemeyebilir, oyun olarak saldirir." tespitiniz çok doğru...aciyo uf anne aciyor dediğimde yalıyor ama birazdan yine ...:) çok sağolun...